DEVAM: 26. (Nebi s.a.v.)
Gece Namazı(nı Nasıl Kılardı?)
حَدَّثَنَا
وَهْبُ بْنُ
بَقِيَّةَ
عَنْ خَالِدٍ
ح و
حَدَّثَنَا
ابْنُ
الْمُثَنَّى
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الْأَعْلَى
حَدَّثَنَا هِشَامٌ
عَنْ
الْحَسَنِ
عَنْ سَعْدِ
بْنِ هِشَامٍ
قَالَ
قَدِمْتُ
الْمَدِينَةَ
فَدَخَلْتُ
عَلَى
عَائِشَةَ
فَقُلْتُ
أَخْبِرِينِي
عَنْ صَلَاةِ
رَسُولِ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَتْ
إِنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
كَانَ
يُصَلِّي بِالنَّاسِ
صَلَاةَ
الْعِشَاءِ
ثُمَّ
يَأْوِي
إِلَى
فِرَاشِهِ
فَيَنَامُ
فَإِذَا
كَانَ جَوْفُ
اللَّيْلِ
قَامَ إِلَى
حَاجَتِهِ
وَإِلَى
طَهُورِهِ
فَتَوَضَّأَ
ثُمَّ دَخَلَ
الْمَسْجِدَ
فَصَلَّى
ثَمَانِيَ
رَكَعَاتٍ
يُخَيَّلُ
إِلَيَّ
أَنَّهُ
يُسَوِّي
بَيْنَهُنَّ
فِي
الْقِرَاءَةِ
وَالرُّكُوعِ
وَالسُّجُودِ
ثُمَّ
يُوتِرُ بِرَكْعَةٍ
ثُمَّ
يُصَلِّي
رَكْعَتَيْنِ
وَهُوَ
جَالِسٌ
ثُمَّ يَضَعُ
جَنْبَهُ
فَرُبَّمَا
جَاءَ
بِلَالٌ
فَآذَنَهُ
بِالصَّلَاةِ
ثُمَّ
يُغْفِي
وَرُبَّمَا
شَكَكْتُ أَغْفَى
أَوْ لَا
حَتَّى
يُؤْذِنَهُ
بِالصَّلَاةِ
فَكَانَتْ تِلْكَ
صَلَاتُهُ
حَتَّى
أَسَنَّ
لَحُمَ فَذَكَرَتْ
مِنْ
لَحْمِهِ مَا
شَاءَ
اللَّهُ وَسَاقَ
الْحَدِيثَ
Âişe (r.anhâ) dedi ki:
Resûlullah (s.a.v.)
halka yatsı namazını kıldırdıktan sonra (evine gelir) yatağına girip uyurdu.
Gecenin son üçte biri girince kalkar def-i hacet eder ve abdest suyunun yanına
gelerek abdest alıp mescide gider ve sekiz (rekat) namaz kılardı. Bana öyle
geliyor ki kıraat, rükû ve sücûdü eşit (uzunlukta) yapardı. Sonra kalkar tek
rekatle vitr yapardı. (Vitr'den) sonra oturarak iki rekat daha kılardı. Sonra
(sağ) yanını (yatağına) koyardı. Bazan Bilâl gelir kendisine (sabah) namazını
haber verirdi. (Bu haberden) sonra hafifçe uyuklardı. Bazan da Bilâl kendisine
namazı haber vermeden önce uyuklayıp uyuklamadığında şüphe ederdim. Resûlullah'ın
yaşlanıncaya veya şişmanlayıncaya kadar namazı bu şekilde idi. (Hz. Âişe) biraz
da şişmanlığından bahsetti. (Daha) sonra (Sa'd b. Hişâm bir önceki) hadisi
(bütünüyle) rivayet etti.
İzah:
Nesaî, kıyâmu'l-leyl
Bu hadis-i şerif mânâ
bakımından bir önceki hadisin
benzeridir. Hatırlanacağı üzere bir önceki hadis üzerinde açıklama
yaparken "Bu hadisle aynı mânâya gelen 1350 numaralı hadisi Abdullah
el-Vâsıtî de rivayet etmiştir'' dedikten sonra musannif Ebû Dâvûd bundan sonra
gelecek olan hadiste; "Hâlid b. Abdullah hadisinin senedini ve lâfzını tüm
olarak nakl etmiştir" diyerek, sözü geçen Hâlid hadisinin 1352 numarada
(yani burada) lâfız ve sened bakımından tam olarak rivayet edileceğine dikkati
çekmiştik.
İşte konumuzu teşkil
eden bu hadis bir önceki hadisin talikinde söz konusu edilen ve bizim de şerh
kısmında bahsettiğimiz Hâlid hadisidir. Ancak Hâlid hadisi musannif Ebû Davud'a
aynı zamanda Sa'd b. Hişâm tarafından da erişmiştir. Bu bakımdan mana aynı
olmakla beraber musannif burada hadisi kendisine Sa'd b. Hişâm'dan gelen
lâfızlarla nakl etmiştir. Hadis aynı zamanda Nesâî tarafından da şu manaya
gelen lâfızlarla rivayet edilmiştir: Sa'd b. Hişâm'dan; Medine'ye geldim, Hz.
Âişe'nin huzuruna vardım.
Sen kimsin? dedi.
Hişâm b. Âmir'in oğlu
Sa'd'ım, dedim.
Allah babana rahmet
etsin, dedi. Ben:
Bana Resulullah
(s.a.v.)'in namazından bahset, dedim. Resûlullah (s.a.v.)'ın namazı "şöyle
şöyle idi" diye anlattı. Ben:
Evet dedim, o devamla;
Resûlullah (s.a.v.) gece
yatsı namazını kaldıktan sonra yatağına yatar uyurdu. Gece yansı olunca kalkar
tuvalet ihtiyacını giderir, abdest suyunu alır ve abdest alarak mescide
girerdi. Orada sekiz rekat namaz kılardı. Bana öyle geliyordu ki o kıraatleri
aynı uzunlukta, rükû ve secdeleri de aynı uzunlukta yapardı. Sekiz rekat
kıldıktan sonra bir rekat da vitir kılardı. Daha sonra oturduğu yerden iki
rekat daha kılar yanı üzerine yatardı. Bazan uyuklamadan önce bazan da
uyuklayınca Bilâl gelir kendisini sabah namazına davet ederdi. Çok defa sabah
namazına çağrılmadan önce uyuklayıp uyuklamadığı hususunda şüpheye düşerdim.
Resûlullah (s.a.v.) yaşlanıncaya ve şişmanlayıncaya kadar namazını bu şekilde
kılardı.
Hz. Âişe, Resûlullah
(s.a.v.)'ın şişmanlığından da biraz bahsettikten sonra son zamanlarında nasıl
namaz kıldığını da şöyle anlattı:
Resûlullah (s.a.v.)
yatsıyı kıldırdıktan sonra yatağına giderdi. Gece yansı olunca kalkar abdest
suyunu alır, def-i hacetini giderir ve abdest alarak mescide girerdi. Orada
altı rekat namaz (teheccüd) kılardı. Ben onun namazda kıraatleri, secde ve
rükûları aynı uzunlukta yaptığını zannediyorum. Altı rekatten sonra bir rekat
da vitir kılardı. Daha sonra oturduğu yerden iki rekat daha (sabah namazının
sünneti) kılar, sonra da yanı üzerine yaslanırdı. Bazan uykuya dalmadan önce
bazan da uykuya dalınca Bilâl gelir kendisini namaza davet ederdi. Ben çok
defa Bilâl çağırmadan önce onun uykuya dalıp dalmadığı hususunda bir karara
varamazdım:
Resulüllah'ın
ihtiyarladığı sıralardaki namazı da işte böyleydi.[Nesaî, kıyâmu'l-leyl]
Bazı Hind nüshalarında
bu hadisin sonuna daha önce geçen 1338 numaralı hadisin ilâve edildiği ve Ebû
Davud'un sözü geçen hadisi muzdarib bulduğu için burada tekrar etmek lüzumunu
hissettiğine dâir mütaleası ve bu muzdaribliği söz konusu hadiste geçen;
"Resûlullah (s.a.v.) beş rekatle vitr yapardı" ifâdesinin İmam-ı
Mâlik'in rivayetinde bulunmayışına bağladığı görülmekte ise de, asıl nüshalarda
böyle bir ilâve yoktur. Ve 1338 numaralı hadisin muzdarib olduğuna dair ileri
sürülen ve Ebû Davud'a âit olduğu iddia edilen mütalea gerçeği
yansıtmamaktadır. Çünkü sözü geçen hadisle îmam Mâlik'in rivayeti arasında
herhangi bir çelişki yoktur. Bunlardan birincisi mücmeldir, diğeri de onun
tefsiri durumundadır.